Tuesday, 18 May 2010

Lamb of God - 17 May 2010 @ Istanbul


Yoğun istek üzerine, blogdaki ilk türkçe yazımı yazıyorum, tabi bunun nedeni sadece istekler değil, aynı zamanda başlıktan anlaşılacağı gibi böyle muhteşem bir olaya İstanbul'un ev sahipliği yapması. Çok geç tanıştığım, daha doğrusu hafif ön yargım yüzünden oldu bu, Lamb of God isimli şahane grubu ülkemizde izledik. Chris Adler'i canlı canlı izlemek de asıl ikramiyesi oldu gecenin.
Konser öncesi elbette gidip alkolümüzü aldık, konser alanına gittiğimizde, 2 sene önceki iğrenç kapalı alan yerine açık, daha geniş ve daha iyi kurulmuş bir sahne bekliyordu bizi. Gerek alkol, gerek ulaşım sorunu yüzünden izleyemediğim Black Tooth da cabası. İyi çaldılar herhalde ki Randy kendilerine bir şarkı gönderdi, teşekkür etti.

Neyse ki biz beklememizin karşılığını The Passing ile aldık, arkasından gelen In Your Words ve daha sonra gelen Set to Fail ve Contractor şarkıları Wrath'in ne kadar kaliteli bir albüm olduğunu tekrar canlı canlı kanıtladı. Playlist aklımda kalan şekilde, "Ruin", "Walk with me in Hell", " Now you've got something to die for", "Blacken the cursed sun", "Descending", "Laid to Rest", "Vigil", "Redneck" ve tabiki de hayatımda ilk canlı wall of death'imi gördüm diyebileceğim "Black Label". Mutlaka eksik vardır, şu an tüm şarkıları hatırlayamadım ama genel performans olarak ayrı ayrı almak gerekirse, Chris Adler neden Chris Adler tekrar gösterdi, bazı atakları çalmasa da, pedal tekniğini tekrar tekrar gözümüze sokup, davulcu olacak gençlere hem örnek oldu, hem de "gençler, işiniz zor" mesajı verdi. Gitarlar çok iyiydi, temiz ve yerinde bir hızda çalındı. Bas fazla örtmedi şarkıları, ki genelde kapalı alan konserlerinde sorun bu olur. Vokale gelince, bir çok yerde seyirciye verdi sözü, ki ben bunu cidden hiç sevmem, o 70 lirayı ben seni dinlemeye gidiyorum sahne önündeki insanları değil, yine de şov olarak iyiydi Randy. Bunlar önemsiz şeyler zaten, genel olarak çok iyiydi Lamb of God. İyi ki o 70 lirayı vermişim diyorum. Fakat tek bir şeyin eksikliğini hissettim, Dio için en azından bir şeyler söyleyebilirlerdi, şarkı olarak değil, saygı sunma adına. Metal için hayatını adamış bir insanın ölümünün ertesi günde 2000 tane \m/ işareti ortalıkta gezerken tek bir cümle etmemeleri biraz hayal kırıklığı oldu bence. Ama sonuçta Lamb of God'u dünya gözüyle gördük, oda arkadaşım omurgasını ben de boynumu oraya bırakıp döndüm. Bu yazıyı yazarken bile 70 derece çeviriyorum kafayı.

No comments:

Post a Comment